Uyku Apnesi Kanser Olma Riskini Arttırıyor
Uyku apnesi olan bazı kişilerde kanser riski artar ve bu oran kadınlar için erkeklerden daha yüksek olabilir.Çalışma lideri Athanasia Pataka, "Son çalışmalar, gece boyunca kandaki düşük oksijen seviyelerinin ve [ obstrüktif uyku apnesinde ] sık görülen uyku bozukluğunun, farklı kanser türlerinin biyolojisinde önemli bir rol oynayabileceğini göstermiştir. Ancak bu araştırma alanı çok yeni ve cinsiyetin etkileri daha önce detaylı bir şekilde incelenmedi" dedi.
Araştırmacılar, obstrüktif uyku apnesi şiddeti, düşük kan oksijeni, kan düzeyleri ve kanser riski arasındaki bağlantıyı değerlendirmek için Avrupa'daki 19.000 den fazla uyku apnesi hastasından gelen verileri inceledi.
Uyku bozukluğu olan kişilerde, hava yolu uyku sırasında birçok kez tamamen veya kısmen kapanır. Kandaki oksijen seviyesi azalır. Sık görülen semptomlar ise horlama, rahatsız edici bir uyku ve aşırı yorgunluktur.
Yapılan bu çalışmada, uyku sırasında daha fazla hava yolu kapanmasına sahip olan ve kandaki oksijen doygunluğu seviyelerinin % 90'ın altına düştüğü kişilerin, uyku apnesi olmayan insanlardan daha sık kanser tanısı aldığı tespit edildi.
Çalışmadaki hastalar arasında kadınların % 2.8'i ve erkeklerin % 1,7'sine kanser riski konuldu. Kanser tanısı alanların 50 yaşından büyük ve fazla kilolu olma olasılığı daha yüksekti. Kadınlar arasında en sık görülen kanser türü meme kanseriydi, prostat kanseri ise erkekler arasında en yaygın olanıydı.
Bu çalışma uyku bozukluğunun kansere neden olduğunu ispat edemiyor, sadece ikisi arasında bir ilişki olduğunu gösteriyor. Yine de, bulgular uyku apnesinin kadınlarda kanser için bir gösterge olabileceğini düşündürmektedir, ancak araştırma yazarlarına göre bunu doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Bulgular, 20 Mayıs Avrupa Solunum Dergisi' nde yayınlandı.
Araştırmacılar, uyku apnesi belirtilerinin kadınlarda daha az fark edilebileceğini belirtti. Çalışma lideri Pataka Uykusuzluk, horlama ve gece boyunca nefes almayı bırakma gibi klasik semptomlar erkeklerde daha sık belirti verir, ancak yorgunluk, uykusuzluk, depresyon ve sabah baş ağrıları gibi daha az bilinen diğer belirtiler kadınlarda daha yaygındır” dedi.
“Klinisyenlerin kadın hastalarını olası [uyku apnesi] için değerlendirirken daha dikkatli olmaları gerektiğini” belirtti.
Avrupa Solunum Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Anita Simonds, genel kanser prevalansının düşük olduğunu belirtti (sadece % 2)
Bu nedenle, çalışmaya dahil olmayan Simonds, uyku apnesi hastalarının bu araştırma tarafından endişe edilmemesi gerektiğini söyledi.
Araştırmacılar, obstrüktif uyku apnesi şiddeti, düşük kan oksijeni, kan düzeyleri ve kanser riski arasındaki bağlantıyı değerlendirmek için Avrupa'daki 19.000 den fazla uyku apnesi hastasından gelen verileri inceledi.
Uyku bozukluğu olan kişilerde, hava yolu uyku sırasında birçok kez tamamen veya kısmen kapanır. Kandaki oksijen seviyesi azalır. Sık görülen semptomlar ise horlama, rahatsız edici bir uyku ve aşırı yorgunluktur.
Yapılan bu çalışmada, uyku sırasında daha fazla hava yolu kapanmasına sahip olan ve kandaki oksijen doygunluğu seviyelerinin % 90'ın altına düştüğü kişilerin, uyku apnesi olmayan insanlardan daha sık kanser tanısı aldığı tespit edildi.
Çalışmadaki hastalar arasında kadınların % 2.8'i ve erkeklerin % 1,7'sine kanser riski konuldu. Kanser tanısı alanların 50 yaşından büyük ve fazla kilolu olma olasılığı daha yüksekti. Kadınlar arasında en sık görülen kanser türü meme kanseriydi, prostat kanseri ise erkekler arasında en yaygın olanıydı.
Bu çalışma uyku bozukluğunun kansere neden olduğunu ispat edemiyor, sadece ikisi arasında bir ilişki olduğunu gösteriyor. Yine de, bulgular uyku apnesinin kadınlarda kanser için bir gösterge olabileceğini düşündürmektedir, ancak araştırma yazarlarına göre bunu doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Bulgular, 20 Mayıs Avrupa Solunum Dergisi' nde yayınlandı.
Araştırmacılar, uyku apnesi belirtilerinin kadınlarda daha az fark edilebileceğini belirtti. Çalışma lideri Pataka Uykusuzluk, horlama ve gece boyunca nefes almayı bırakma gibi klasik semptomlar erkeklerde daha sık belirti verir, ancak yorgunluk, uykusuzluk, depresyon ve sabah baş ağrıları gibi daha az bilinen diğer belirtiler kadınlarda daha yaygındır” dedi.
“Klinisyenlerin kadın hastalarını olası [uyku apnesi] için değerlendirirken daha dikkatli olmaları gerektiğini” belirtti.
Avrupa Solunum Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Anita Simonds, genel kanser prevalansının düşük olduğunu belirtti (sadece % 2)
Bu nedenle, çalışmaya dahil olmayan Simonds, uyku apnesi hastalarının bu araştırma tarafından endişe edilmemesi gerektiğini söyledi.
Yorum Gönder