Stres ve Stresin Kadın Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

Kadınların stresten erkeklere göre kolay ve çabuk etkilendiğini bundan önceki yazımızda belirtmiştim. Tabi ki erkeklerde bu durumdan yıpranıyor onları da es geçmemek gerekir. Çocuklar ve hatta bebekler bile strese girebilirler. Sanırım bunu hepimiz biliyoruz. Şimdi faydalı bir yazı olacağını düşündüğüm stresin kadınlar üzerindeki etkileri adlı yazımı okumaya davet ediyorum.

Stres kimin hayatında yok ki? İş stresi, ergenlik dönemi, okul çağı, regl dönemleri, evlilik problemleri, maddi durumlar ve birçok faktör strese neden olur. Fakat durum tabii ki strese maruz kalmış yaşamı çekmek zorunda değiliz. Bunlarla baş edebilmenin birçok yolu var. Bize sadece her zaman olduğu gibi savaşmak düşüyor. Bu durumda hepimiz birer savaşçı olmalıyız, kendimiz için.

Şimdi, hayatımızın yakasını hiç bırakmayan uzun süreli yaşadığımız stresin bedellerini ödeyebileceğimiz durumlardan bahsedelim. Çok üzücü bir cümle oldu ama öyle !

Asla şansa bırakmayın kendinize iyi bakın diyorum;

Uzun Süre Strese Maruz Kalırsak

Stres altında bozulan kan dolaşımımız, kılcal damar genişlemelerine ve varislere neden olur. Strese girdiğimizde hücreler biraz daha fazla serbest radikal ( zararlı maddeler ) üretiyor. Serbest radikaller de bizim yaşlanmamızı hızlandırıyor.

  • Cildimizde yaşlanma ve kırışıklık sorunları ortaya çıkabilir 
  • Cildimizin nem ve yağ dengesi bozulabilir bunun yanında akneler artar ve alerjik durumlar ortaya çıkabilir 
  • Ter bezlerimiz fazla çalışabilir 
  • Saçların dökülmesi ve beyazlaşmasına neden olabilir aynı zamanda tırnak ve saçların uzaması yavaşlayabilir 
  • Göz, alın ve ağız çevresin kasılmalar meydana gelebilir 
  • Dudaklar uçuklayabilir 
  • Beyinde epinefrin ve kortizol hormonların fazla salgılanmasına yol açabilir. Sonucunda ise hafızayı ve öğrenmeyi etkileyebilir. Bu durumlarda depresyon olasılığını güçlendirir. 
  • Karaciğerin fazla kan şekeri üretmesini sağlayıp şeker hastalığına kadar götürebilir 
  • Kan basıncını ve kalp atışlarını hızlandırır. Damarlarda tıkanma ve kolesterol dengesini bozabilir. Sonucunda ise kalp krizi ve felç riskine yol açabilir. 
  • Regl dönemi bozuklukları görülebilir 
  • Bakteriyel vajinozis riskini artırabilir. 
  • Hamilelik sırasında, bebeği etkileyerek bebeğin doğumundan sonraki yaşamında alerji ve astım riskini arttırabilme ihtimali vardır. 
  • Yaralar oldukça yavaş iyileşebilir ve enfeksiyon kapma riski yüksek olabilir
  • Akne, kurdeşen, egzama vb. cilt sorunları olan kişilerin durumu kötüleşebilir 
  • Ağızda kuruma, sindirim sorunları, mide bulantısı ve gaz sorunları ortaya çıkabilir. Kabızlığı tetikleyebilir. Bunların devam etmesi sonucunda ise hassas bağırsak sendromu, şiddetli mide ekşimesi ve ülser gibi sorunların riskini artırabilir. 
  • Sık idrara çıkma durumu yaşanabilir 
  • Kronik halsizlik oluşabilir 
  • Cinsel istekte azalma görülebilir 
  • Uykusuzluk, panik atak, kaygı bozuklukları durumları görülebilir.
Stresin sebep olduğu durumlar üzerimizde etkisini arttırır ve yoğunluk göstermeye başlarsa, daha ciddi bir evreye girebiliriz.

İlginizi Çekebilir: Zihinsel Sağlık İçin Dengeli Beslenmenin Önemi

Stresliyken Yiyebileceğiniz Yiyecekler Neler?

Özellikle A,C ve E vitaminleri oldukça yararlıdır. Kurutulmuş meyve çeşitleri, domates, ıspanak, brüksel lahanası ve brokoli türü yiyecekleri çok tüketmeye özen gösterebilirsiniz.

B vitaminin merkezi sinir sistemini güçlendirme etkisi vardır aynı zamanda yatıştırıcı etkisi de bulunmaktadır. B vitamini, bira mayasında, avokado, lahana, tahıllar, bezelye ve benzeri yiyeceklerde bulunur.

Mineralleri de unutmamalıyız. Magnezyum, potasyum ve kalsiyum en temel minerallerdir.

Meyvelerde ve sebzelerde bulunan minerallerin en dikkat çekeni magnezyumdur. Magnezyum stresle başa çıkmadaki yardımcı rolüyle en dikkat çekenidir.


Stres Beyinde Kalıcı Değişiklik Yapıyor

Yapılan önceki araştırmalara göre, insanlarda ve hayvanlarda erken yaşta stresin depresyon ve diğer psikiyatrik sendrom riskini artırdığını ileri sürmüşlerdi. Hepimiz böyle bilirken, bu ikisini birbirine bağlayan nevrobiyoloji bugüne kadar anlaşılmamıştır.

Mount Sinai 'deki Icahn Tıp Fakültesi 'nde yapılan bu yeni araştırmaya göre erken yaşadığımız stres duygu durumu ve depresyonda rol oynayan beynin bir bölgesinde uzun süreli transkripsiyonel programlama yoluyla yaşam boyu duyarlılığı stres için kodladığını belirtti.

Genlerin bu değişikliği incelendiğinde, anne ve babamızdan miras aldığımız DNA değil, genetik materyalin ne zaman-nerede ve ne derece aktive edildiğini düzenleyen moleküller tarafından oluşturuluyormuş. Bu düzenleme kısmen transkripsiyon faktörlerinin genlerimizdeki spesifik DNA seanslarına bağlanan ve belirli bir genin sentezlenmesini teşvik eden veya durduran özelleştirilmiş proteinlerin fonksiyonundan kaynaklanmaktadır.

Bu çalışmanın baş araştırmacısı olan Catherina Pena ''Çalışmalarınn gelişmeye yönelik hassas bir gelişim penceresinde, bir farenin tepkilerini ölçen stres için temel bir moleküleri tanımlıyor. Farelerin davranış değişikleri tespit edilmese dahi, VTA'da yüzlerce gen seviyesinde değişiklik olduğunu keşfettik. Esasen, bu beyin bölgesi depresyona ömür boyu, saklı bir duyarlılık gösterir; bu, yalnızca ek stresle karşılaştıktan sonra ortaya çıkar.'' diyor.

Özellikle Mount Sinai araştırmacıları, bu kalıcı gen değişikliklerinin ana regülatörü olarak gelişimsel transkripsiyon faktörü ortodentiküler homebox 2 ( Otx2) için bir rol tespit ettiler. Araştırma ekibi duyarlı bir dönemde ( doğum sonrası 10-20 günden itibaren ) vurgulanan bebek farelerinin VTA'da Otx2 'yi bastırdığını gösterdi. Otx2 seviyeleri sonuçta yetişkinliğe göre iyileşiyor. Fakat baskı, içinde tutma, sindirme gibi durumlarda zaten yetişkinliğe kadar süregelen gen değiştirmelerini harekete geçirmişti, bu da erken hayat stresinin Otx2 tarafından düzenlenen yaşa özel gelişimsel proglamayı bozduğu anlamına geldiğini gösteriyordu.

Dahası, erken dönemlerinde ve hassas zaman periyodlarında streslendirilen fareler, yetişkinlikte depresyona benzer davranışlarının daha fazla olduğu ve yetişkinlikte yaşanılan daha fazla stres sonrasında canlının bu duruma yenik düşmesinin daha muhtemel olduğu yapılan araştırmalar sonucunda gözlemlenmiştir. Bütün fareler yetişkinlikte, daha fazla streslendirilmelerinden önce normal şekilde davrandıkları gözlemlenirken, stresin '' ikinci bir vuruşu'' hassas dönemlerinde yapılan fareler için depresyona benzer davranışları tetikleme olasılığı daha yüksekti.

Baş araştırmacı olarak Catherina Pena '' Bu, depresyon benzeri davranışlarda uzun süreli etkiler içinde geçerli ve Otx2'yi yetişkinlikte manipüle ederek kısa sürede stres hassasiyetinin değiştirebileceğimiz sürpriz'' dedi.

Tüm bunlar ne kadar anlaşılmış olsa da stres ve olumsuzlukların beyin gelişimini ve özellikle de duygu düzenleme sistemlerini en çok etkilediği çocukluk döneminde hassas dönemlerin olup olmadığı çok az bilinmektedir. Bu çalışma erken yaşam stresinin VTA'nın gelişimini nasıl değiştirdiğini anlama için genom(*) çapında araçlar kullanan ilk kişi olup duygu gelişimindeki hassa pencere için yeni kanıtlar sunmaktadır.

Sinir Bilimi Profesorü ve Mount Sina'daki Friedman Beyin Enstitüsü Müdürü ve araştırmanın en kıdemli araştırmacısı şöyle diyor. '' Bu araştırmanın nihai çeviri hedefi, çocuklukta stres ve travma yaşayan bireylerle ilgili buluşlara yardımcı olmaktır''

Genom bir kalıtım birimidir. Bir organizmanın kalıtım materyalinde bulunan genetik şifrelerin tamamını simgeler.

Bir Yorum Bırakın!

Daha yeni Daha eski